Ana içeriğe atla

GESTALT KURAMI


Gestalt İlkeleri nedir?


Gestalt İlkeleri, 20. yüzyılın ortalarında Almanya’da ortaya çıkan, adını Almanca şekil ya da form anlamına gelen “gestalt” sözcüğünden alan, bilişsel süreçler içerisinde algı ve algısal örgütlenme konularına yoğunlaşan psikoloji teorisinin temelini oluşturan prensiplerdir. Bu teori şöyle özetlenebilir: “Bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından bağımsızdır.”
Gestalt kuramının ana bileşenleri olan Gestalt İlkeleri, tasarımda görsel algıyı açıklamak amacıyla kullanılır. Bu ilkeler şunlardır:

  • Yakınlık İlkesi: Bu ilkeye göre insanlar çeşitli nesneleri algılarken birbirine yakın olanları grup oluşturarak algılarlar. Bu ilke günlük hayatta sık sık reklam amblemlerinde, olayın ilişkili yönünü vurgulamak için kullanılır.
  • Benzerlik İlkesi: Bu ilkeye göre eğer parçalar birbirine benziyorsa, bu çeşitli parçalar algısal olarak birbirleriyle gruplanır. Bu benzerlik; şekil, renk, gölgelendirme ya da bu gibi diğer özelliklerle meydana gelebilir. Algı sıraları benzerlik ilkesinden kaynaklanır.
  • Tamamlama (Kapatma) İlkesi: Bu ilkeye göre nesneler tamamlanmasa bile insanlar bu nesneleri bütün bir şekil, harf, resim gibi algılar. Yani resmin bütünün bazı parçaları olmadığı zaman bizim algımız bu görsel parçaları tamamlar. Araştırmalar gösteriyor ki aklın bir şekli tamamlamasının nedeni şekli duyu aracılığıyla tamamlanmış şekilde algılaması değil, uyaranların etrafındaki düzeni arttırmak içindir.
  • Simetri İlkesi: Bu ilkeye göre akıl nesneleri simetrik olarak ve bir merkez noktası etrafında şekillendirerek algılar. Nesneleri eşit sayıda simetrik olarak bölmek algısal olarak memnuniyet vericidir. Sonuç olarak birbirine bağlı olmayan iki simetrik parça olduğunda akıl algısal olarak uyumlu bir şekil oluşturmak için onları birleştirir. Birleşik simetrik nesne oluşturmak için grup olan nesneler simetrik nesneler arasındaki benzerliği arttırabilir.
  • Ortak Kader İlkesi: Bu ilkeye göre nesneler düzgün bir yörünge şeklinde ilerleyen sıralar olarak algılanır. Araştırmacılar görsel duyu şekilleri (modeliteleri) kullanarak insanların yörünge üzerindeki hareketli unsurlardan oluşan objeyi algılamasını bulmuşlar. Bu ilke aynı hareket eğilimi ve sonuçta aynı yörünge üzerinde olan bir araya gruplanmış nesneleri ifade eder.
  • Devamlılık İlkesi: Devamlılık İlkesi, nesnelerin parçalarının bir grup oluşturuyormuş gibi algılanma eğiliminde olduğunu, ve bu sebeple bir nesnenin parçalarının, yan yana konumlandırıldıkları durumda algısal bütünlük yarattıklarını belirtir. İki nesnenin kesişmeleri durumunda, bireyler bu iki nesneyi iki ayrı bölünmemiş nesne şeklinde algılarlar. Uyarıcılar, kesişime rağmen ayrı görünmeyi sürdürürler. Keskin ve net yön değişimleri olan nesneleri grup olarak görüp tek bir nesne olarak algılamaya daha az eğilimliyizdir.
  • İyi Gestalt İlkesi (Prägnanz İlkesi):Eğer bir nesnenin parçaları düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü oluşturuyorlarsa grup oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar. Bu yasadan çıkarılabilecek şey şudur: Bireyler dünyayı algılarken karmaşık ve yabancı olanı ortadan kaldırırlar ki gerçekliği en yalın haliye gözlemleyebilsinler. Konu dışı uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini anlamlandırmasına yardımcı olur. Algılama sırasında yaratılan bu anlam, zihnin konumsal ilişkilerden üstün tuttuğu evrensel düzen unsurlarının yardımıyladır. İyi Gestalt İlkesi, tüm gestalt teorisinin temeli olan netlik fikrine odaklanır. Bu yasa aynı zamanda Prägnanz İlkesi olarak da adlandırılır. Prägnanz, direkt olarak “özlülük” anlamına gelen Almanca bir kelimedir ve belirginlik, netlik ve düzenlilik anlamlarını taşır.
  • Geçmiş Deneyim İlkesi: Geçmiş Deneyim İlkesi’ne göre bazı koşullarda görsel uyarıcılar geçmiş deneyimlere göre kategorize edilir. Eğer iki nesne mekansal yakınlık içinde veya küçük zaman aralıklarında birlikte gözlemlenmişlerse bu nesnelerin birlikte algılanma ihtimali yüksektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emlak Sektörünü Yakın Gelecekte Neler Bekliyor?

Yakın gelecekte sektörleri değiştirebilecek teknolojiler üzerine yazdığımız yazılara, emlak sektörü ile devam ediyoruz. Bu teknolojilerin  turizm  ve  sağlık  sektöründe olduğu gibi emlak sektöründe de büyük değişiklikler getirme potansiyeli mevcut. Portfoyü Gezmek Kolaylaşacak Düşünün belli bir süre boyunca il dışında yaşayacaksınız ve bunun için ev arayışı içerisindesiniz. Sürekli oraya gidip, ev bakamayacağınıza göre; sanal gerçeklik birimleri sayesinde, evi görmeden içindeymiş gibi hissedebileceksiniz. Tek yapmanız gereken evin sanal gerçeklik uygulamasını indirmek ve ardından sanal gerçeklik birimi üzerinden izlemek. Sanal gerçeklik birimine şimdiden o kadar para verilir mi demeden,  Google Cardboard ‘u hatırlatmak isterim. Aynı şekilde inşaat firmaları kullanacakları artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileriyle, satış aşamasında olan evin krokilerini tabletlerden aktarabilecek. Ülkemizde bu alanda çalışma gösteren firmalardan olan  Pandora , inşaat firmalarına destek

Orly Uçak Hangarı , Fransa

  Mühendis : Eugene Freyssinet Yapım yılı : 1916-1923  1923 yılında tamamlanan 85m açıklıkta , 300 m uzunlukta ve 56 m yükseklikteki bu betonarme yapı ,ilk bakıldığında uzun tonoz kabuk gibi algılanmasına rağmen strüktürel yönden bir kısa tonoz kabuktur.Alttaki şekilde görüldüğü gibi 2 kaburga arası mesnet mesafesi olarak düşünülmelidir.Bu kısa tonoz kabuk , zincir eğrisi biçiminde olup kısa aralıklarda katlanmış yüzeylerle pekiştirilmelidir.Başka bir deyişle, yapımı zor ve pahalı olan takviye kaburgaları yerine silindir yüzeyi ile katlanmış yüzeylerin kombinasyonuna gidilerek biçimden ötürü kazanılan sistem rijitliği artırılmıştır. Tonoz kabuk, kenarlarından temele ankastre bağlandığından kenarların açılmasını önleyecek ek önlemlere (örneğin gergi elemanlarına) gerek kalmamıştır.Kabuk sistemin tümü ,kayar bir kalıp yardımıyla yerinde dökülmüştür.Hem yapım yöntemi, hem de geçtiği açıklık ve ulaştığı serbest yükseklikte döneminin önemli yapıları arasında yer almıştır.  Kaynak:Prof. Dr.

ÇTS-2 Yapı Mühendisliği ve Statiği Notları

  Yapı Mühendisliği Yapı : Kendi ağırlığından , üzerine etkiyen dış yüklerden ve kullanımından ortaya çıkan yükleri taşıyan ve zemine aktaran bir araçtır. Rijitlik : Yapıda yüklerden meydana gelen yer değiştirmelerin sınırlı tutulmasıdır. Stabilite : Yapıdaki yer değiştirmeleri ve şekil değiştirmeleri sınırlamak suretiyle yapının yıkılmasına direnmesidir. Yükler : Yapı ağırlığı , rüzgar ve deprem etkileri ile ısı değişmeleri , farklı temel oturmaları , sünme , büzülme vb. sonucu oluşan şekil değişmesi gibi çeşitli fiziksel etkilerdir. Yükler için 1.sınıflandırma : Yerçekimi + Çevresel ve diğer çeşit yükler Yükler için 2. sınıflandırma : Statik yükler + Dinamik yükler Yükler için 3. sınıflandırma : Yayılı yük + Tekil yük Kuvvet çifti ve Moment : Bir cismin dönmesi , bir otomobil direksiyon simidinin dönmesi üzerinde de gösterilebilir.Cismi sola ya da sağa döndürmek için birbirinden a uzaklıkta olan kollar aracılığı ile cisme eşit ama ters yönlerde iki p kuvveti uygulanmaktadır.Bu şek