Kare bir alt mekân üzerine kubbenin oturtulabilmesi için yapılan geçiş öğesi.
“Stupa” denen Asya ve Budizme özgü kubbeli tapınaklarda duvar ile kubbe arasındaki bağlantıyı sağlamak için üçgenler kullanılmıştır. Daha sonraları Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde kullanılan bu üçgenler “Türk üçgeni” olarak adlandırılmıştır.
Kare bir alt mekân üzerine kubbenin oturtulabilmesi için yapılan bu mimari geçiş öğesine; pandantif, tromp (tonoz bingi) ya da Türk üçgeni de denilir.
Kare mekanlı bir tabanı kubbe ile kapatmak için kullanılan bir mimari tekniktir.
En çok Selçuklu dönemi eserlerinde görülür. Kare kesitli bir yapının tepesini içten teğet kubbe ile kapatırken, kenarda kalan boşlukları eğimli üçgen şeklinde rendelemek suretiyle köşelerde sıfırlayarak uygulanır. Bina cephesine karşıdan bakıldığında yarım sekizgen üstüne kubbe gibi bir form görülür.
Türk mimarisinde dört köşe plandan kubbeye geçiş, üçgen tromplarla (köşe binisi) sağlanmıştır. Bu köşe binilerine mimaride “Türk üçgeni” denilir. Karahanlılar Müslüman olmadan önce kerpiç binalar yapıyorlardı. Ancak İslamiyet’e girdikten sonra tuğladan yapmaya başladılar. Bu uygulama da Türklerin İslam sanatından yararlanmaları şeklinde değerlendirilmelidir.