Geçmişten Geleceğe Yüksek Yapılar

Uygarlıklar tarih boyu yüksek yapılar kurma hevesinde oldular. Mısır piramitleriyle, Mezopotamyalılar zigguratlarıyla, Çinliler pagodalarıyla, Hıristiyanlar çan kuleleriyle, Müslümanlar minareleriyle hep daha yüksek yapı yapma eğiliminde oldular. Buna sebep çoğu kez dinsel ve simgesel güdülenmeleriydi. “Büyüklük peşindeler insanlar. Göğe, tanrı katına kadar bir kule inşa etmeye giriştiler. Tanrı buna karşılık farklı diller yarattı. Böylece birbirlerini anlamakta aciz kalan yapımcılar, bu işten vazgeçtiler.” Kutsal kitaptaki Babil kulesine dair bu alıntı, insanoğlunun ebedi tutkusunu tanımlar. Bu istek, her zaman dinsel kökenli değildir. Keops Piramicli 146 metre yüksekliği ile firavunun gücünü de göstermekteydi. Zamanla dinsel yapılar, yerini kapitalist dünyanın geçerli simgelerine bıraktı. Gelişen teknoloji ve malzemeler 19. yüzyıl sonlarından itibaren, daha yüksek yapıların inşasına olanak verdi. Gelişen cam teknolojileri, yüksek nitelikli beton ve çelik, art gerilme, korozy